Eğitim-Sen, kamu tasarruf ve verimlilik paketine ilişkin yazılı açıklama yaptı. “Kamu tasarrufuna dayanarak eğitim tasarruf edilmemelidir” başlıklı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Önceki yıllardaki IMF programlarını andıran tasarruf paketi kapsamında kamu sektöründe istihdamın sınırlandırılması ve kamuda çalışan işçilerin haklarının tasarruf tedbirleri kapsamına alınması dikkat çekicidir. Tasarruf paketinde kamu sektöründe istihdamın üç yıl boyunca yalnızca emekli sayısı kadar artırılması planlanıyor. Milli Eğitim Bakanlığı'na (MEB) göre bu karar, resmi öğretmen açığının 68 bin olduğu koşullarda alınan bir karar. Acilen en az 100 bin öğretmenin istihdam edilmesi eğitim ve öğretimin sağlıklı işleyişi açısından son derece yanlış bir uygulama olacaktır.
Ekonomik tasarruf söz konusu olduğunda, yıllardır eğitim ve sağlık gibi temel kamu hizmetlerinin azaltılmasının ve kamu istihdamının azaltılmasının gündemde olduğunu belirtmek ilginçtir. Tasarruf uğruna kamu hizmetleri sıklıkla kesilirken, devlet bütçesinde önemli yer tutan müşteri destekli projelere harcanan milyarlarca dolar, son yıllarda ciddi oranda artan başkanlık harcamaları ve örtülü ödenekler, Cumhurbaşkanlığı harcamaları. Kendi bütçesini aşan din işleri, patronlara sunulan vergi ve ikramiye avantajları vb. İlginçtir ki bu alanlarda hiçbir önlem alınmadı.
Açıklanan tasarruf tedbirlerinin yeni okul, derslik ve yurt inşaatlarını nasıl etkileyeceği ve okul inşaatı için gerekli kamulaştırma maliyetlerinde kesinti yapılıp yapılmayacağı belli değil. Halkın eğitimi için gerekli olan kalemler kesilirse bu durumun eğitim sistemi açısından telafisi mümkün olmayan sorunlar yaratması kaçınılmazdır. Kamu eğitimi, diğer tüm kamu hizmetleri gibi devletin birincil sorumluluğundadır. Bakanlık tarafından yapılan açıklamada yeni okul veya yurt inşaatına ilişkin herhangi bir açıklama yapılmadı.
“ATANMAYAN ÖĞRETMEN SAYISI 1 MİLYONU AŞACAK”
Okul ve öğretmen ihtiyacının ülkenin en önemli sorunlarından biri olmaya devam ettiği bir ortamda, önümüzdeki üç yıl içinde emekli olan öğretmen sayısı kadar öğretmenin atanması kabul edilemez. Böyle bir adım atanamayan öğretmen sayısının bir milyonu aşması anlamına gelecektir. Atanamayan öğretmen arkadaşlarımız devlet okullarında güvencesiz, asgari ücretin altında, özel okullarda ise düşük ve esnek ücretlerle çalıştırılıyor. Fabrikalarda, şantiyelerde iş cinayetlerinde hayatlarını kaybediyorlar, geleceğe dair umutlarını yitirdikleri için hayatlarına son veriyorlar. Tasarruf paketinin getirdiği istihdam kısıtlamasının da benzer sonuçlara yol açması kaçınılmaz olacaktır.
“MEB'İN ACİL AÇIKLAMA YAPMASI GEREKİYOR”
Milli Eğitim Bakanlığı, kamu tasarruf tedbirleri kapsamında eğitim alanında planlanan bütçe kesintilerinin içeriği hakkında derhal açıklama yapmalıdır. Öğrenciler, veliler ve eğitim emekçileri, eğitim bütçesinin kamu tasarrufu adı altında kesilmemesini ve bütçenin eğitimin ihtiyaçları doğrultusunda kullanılmasını talep ediyor. Sendikamız bu taleplerin takipçisi olmaya devam edecektir.
Kamu sektöründeki tasarruf tedbirlerinden sonuç alınacaksa, tasarruf edilecek temel alanlar bellidir. Kamu hizmetlerinin hiçbir alanında, özellikle eğitim alanında, insanların günlük yaşamlarını olumsuz etkileyebilecek kısıtlamalar olmamalıdır. “Kamu sektöründe istihdam emeklilerin sayısına göre değil, kamu hizmetlerinin ihtiyaçlarına göre belirlenmelidir.”