NATO’nun Almanya’daki hamlesi: Gözdağı mı rutin tatbikat mı?

0

Kimsenin ihtimal vermediği senaryo gerçek oldu: Rusya-Ukrayna savaşının üzerinden 16 ay geçmesine rağmen iki taraf da bir şey başaramadı. Bugün gelinen noktada, savaşın ilk günlerinden bu yana dengelerin neredeyse değiştiği ve asimetrik tehditlerin giderek arttığı bir gerçeklikten söz etmek mümkündür.

Tam o sırada NATO son derece kritik bir adım attı ve Almanya’nın ev sahipliğinde Avrupa’nın göbeğinde tarihinin en büyük hava tatbikatını başlattı. Söz konusu tatbikatın yıllar önce planlandığı ve Rusya’ya karşı bir amacı olmadığı iddia edilirken, çoğu kişi bu adımın ‘rutin’ kabul edilemeyeceği görüşünde.

[NATO üyesi 25 ülkeden 250 uçağın katıldığı tatbikat Almanya’da başladı.]

Son derece gelişmiş silah sistemlerinden son derece kritik anlık istihbarat paylaşımına, asimetrik savaş eğitiminden doğrudan mali yardıma kadar, Batı kanadı Rusya’yı bir şekilde çıkmaza sokmak için neredeyse her kozu kullandı. Masadaki son kart, Avrupa çapında düzinelerce savaş uçağı uçurmaktı.

Peki bu alıştırmayı nasıl okumalıyız? Gerçekten NATO’nun dediği gibi Rusya ile alakası olmayan rutin bir savunma tatbikatı mı yoksa Putin yönetimine bir meydan okuma ve Rusya üzerinden tüm dünyaya bir mesaj mı?

İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tarık Oğuzlu ile hem bu sorulara hem de Ankara’nın mevcut durumu nasıl gördüğü sorusuna yanıt aradık.

Alman Hava Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Gerhartz'a göre tatbikat Rusya'ya karşı yapılmıyor.[Alman Hava Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Gerhartz’a göre tatbikat Rusya’ya karşı düzenlenmiyor.]


Almanya’da kaleme alınacak önemli bir mesaj

prof. Dr.

Oğuzlu, “Bu tatbikat, Rusya’dan gelen tehdidin Avrupalılar tarafından ciddiye alındığını da gösteriyor” diyor. Çalışmanın bir diğer önemli yönü de NATO’nun ihtiyaç halinde Ukrayna’ya askeri destek için elini kaldırabileceği vurgusu. Bu noktada Oğuzlu, Ukrayna’ya teslim edilmesi muhtemel F-16 savaş uçaklarını hatırlatıyor.

Almanya’yı ağırlamak konusunda ayrı bir parantez açıyor. Doktor Oğuz. Hatırlanacağı gibi, Rusya-Ukrayna savaşının başlangıcında Almanya çok pasif olmakla eleştirilmiş ve çok sınırlı yardım sağladığı için tepkilere yol açmıştı. Başta ABD ve İngiltere olmak üzere büyük baskı altında kalan Berlin yönetimi, zaman içinde yardımın dozunu artırdı.

Oğuzlu’ya göre bu tatbikatın Almanya’da yapılıyor olması, Berlin yönetiminin de net ve kesin tavır alması gerektiği anlamına geliyor. Beklentilerini “Almanya’nın önümüzdeki dönemde Ukrayna için elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışacağını anlıyoruz” sözleriyle açıklıyor.

Türkiye, Almanya'daki NATO tatbikatına 3 adet F-16 savaş uçağı ile katılıyor.[Almanya’daki NATO tatbikatında Türkiye de 3 adet F-16 savaş uçağıyla yer alıyor.]


ABD ve Avrupa ilişkilerindeki yaraları sarmak

Egzersizin olası reflekslerini iç içe geçmiş oyuncak bebeklere benzetebilirsiniz. Bu, ABD-AB ülkeleri için ayrı, AB ülkelerinin kendi dinamikleri için ayrı, ABD-Rusya ve AB-Rusya ilişkileri için ayrı süreçler başlatabilecek bir hamledir. Tabii bir de işin Ankara boyutu var.

Tarık Oğuzlu, ABD-AB ilişkilerine ilk olarak yorum yapıyor ve “Yakın zamana kadar iki büyük güç arasında temel konularda ciddi görüş ayrılıkları vardı. Ukrayna-Rusya savaşı bu konuda farklı bir pencere açmıştır. Bu zamana kadar “ortak düşman” ABD ile AB ülkelerini bir kez daha birbirine yaklaştırdı. Şimdi yaralar sarılıyor” dedi.

Almanya’daki tatbikatı değerlendirirken Temmuz ayında yapılacak NATO zirvesini de atlamamak mümkün değil. İsveç’in üyeliği, NATO ve örgütün yol haritası kapsamında harcamalar için son derece önemli bir toplantı yapılacak. Oğuzlu, tatbikatın bu zirveden önce yapılmasını olağanüstü buluyor ve “NATO pazılarını göstermek istiyor” ifadesini kullanıyor.

Rusya Devlet Başkanı Putin'in tüm bu olaylara daha sert bir orduyla karşılık verip vermeyeceği ise belirsiz.[Rusya Lideri Putin’in tüm bu yaşananlara daha sert bir askeri yanıt verip vermeyeceği net değil.]


Rusya tüm bunlara bir cevap verecek mi?

Denklemin Türkiye boyutuna geçmeden önce Moskova’da yaşananlara bir göz atmak isteriz. Varlığınız için en büyük tehdit olarak gördüğünüz yapı, tarihinin en büyük tatbikatını sizi tahrik edecek bir yerde gerçekleştiriyor. Ve bu süreçte Ukrayna ile savaşmak, Suriye’de dengeyi sağlamak, Ermeni meselesinde var olmak, Pasifik ve Kuzey Kutbu gibi yerlerde bayrak göstermek zorundasınız.

Bütün bunları yaparken sizinle bütün bağları koparmaya gelmiş Batılı ülkeler var, ABD başta olmak üzere size selam vereni cezalandıracak dünya güçleri var.

Bunları birbiri ardına ekliyoruz ve son tatbikatı tüm yaşananlara baharat olarak değerlendirerek Tarık Oğuzlu’ya Rusya’nın “çılgınca” bir şey yapıp yapamayacağını soruyoruz:

Rusya’nın mevcut koşullarda bir NATO ülkesine saldıracağını düşünmüyorum. Ayrıca bazı stratejik yerlerde geniş katılımlı tatbikatlar düzenleyebilirler. Ancak Moskova için işler kontrolden çıkarsa ve sahada büyük bir yenilgi olursa, o zaman taktiksel nükleer silah kartını kullanmak isteyebilirler.

İşte bu karta Almanya’daki tatbikattan bir mesaj. “Delirmeyin, en güçlü kuvvetlerimle yanınızdayım” diyor NATO. Sonucun ne olacağını söyler.

Rusya-Ukrayna savaşı Batı Bloku’nu birleştirdi. Pasif ülkeler de daha kararlı ve risk almaya istekli hale geldi. Batı, Putin’in tüm bunları görmesini ve nükleeri aklından tamamen çıkarmasını hedefliyor.”

Bölgedeki krizlerin çözümü için Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin arasındaki ikili diyalog gündeme geliyor.[Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rusya Lideri Putin’in ikili diyalogu bölgedeki krizlerin çözümünde öne çıkıyor.]


Ankara cephesinde işler ‘karmaşık’laşıyor

Tüm bu denklemin en önemli ayaklarından birine geliyoruz… Hem NATO’nun en güçlü ikinci ordusu, belki de Rusya’nın bu süreçteki en önemli dostu, hem de Ukrayna için devrim niteliğinde sistemlerin üreticisi, adı ilahilerle anılan. .. Evet, Türkiye’den bahsediyoruz. .

Tarık Oğuzlu, Ankara’nın Şubat 2022’den bu yana savaşın başından beri çok doğru ve etkili bir “denge politikası” izlediğini hatırlatıyor. Oğuzlu, Türkiye’nin sonuna kadar devam edeceğini ekliyor, ancak bunun uzun vadede mümkün olmayabileceği uyarısında bulunuyor:

Rusya ile bağlarımızı koparamayız. Ekonomik ve stratejik olarak birlikte ilerliyoruz. Erdoğan ve Putin arasında da bir dostluk var. Madalyonun diğer tarafında ise NATO’nun en güçlü ülkelerinden biriyiz. Batı ile uzlaşmak istiyoruz ve Finlandiya ile İsveç’in katılımının bizim için uygun bir zemin olmasını bekliyoruz. Çünkü Batı’da hâlâ hem ekonomik hem de kısmen askeri çıkarlarımız var.

Ancak bahsettiğimiz ‘yakınlaşma’ konusu mutlaka Ankara’nın gündemine gelecektir. Kılıçlar çekildi ve mekanlar netleşiyor. Pozisyonlar netleştikçe dengeli ülkelerin manevra alanı daralıyor ve stratejik stresleri artıyor. Bu süreç Türkiye’yi bekliyor. Umarım doğru adımlarla süreci yönetebiliriz.”

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bununla iyi olduğunuzu varsayacağız, ancak isterseniz vazgeçebilirsiniz. Kabul etmek Mesajları Oku

seo paket casibom