Hastaneden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Özdemir, Parkinson'un Alzheimer'dan sonra en sık görülen nörolojik hastalık olduğu bilgisini paylaşarak, şunları söyledi: “Bu hastalık 40 yaş altı kişilerde yaygın değil ancak son yıllarda yaygınlaşıyor. 40 yaşın altındaki kişilerde, 20'li ve 30'lu yaşlarında bile gözlemlendiği gibi Parkinson vakaları da bildirilmektedir.” dedi.
Parkinson hastalığının belirtileri ve nedenleri hakkında bilgi veren Özdemir, şunları söyledi: “Vücudumuzda beynin belirli anatomik bölgelerinde dopamin salgılayan, akıcı ve koordineli hareket etmemizi sağlayan hücreler vardır. Bunların kaybı sonucunda bunlar ortaya çıkar. Dejenerasyon yoluyla dopamin üreten hücreler dopamin üretilemez ve Parkinson hastalığının belirtileri ortaya çıkar.” değerlendirmesini yaptı.
Beyindeki dejenerasyonun kesin nedeninin bilinmediğini kaydeden Özdemir, şöyle konuştu: “Bazı çalışmalar kuyu suyu, böcek ilacı, kurşun ve civa gibi çevresel toksik maddelere maruz kalmanın etki yaratabileceğini gösteriyor. Bilim insanları Parkinson hastalığının görülme sıklığının arttığını ortaya koydu. İspanyol Gribi'ni takip eden yıllarda ve aynı artışın Coronavirüs'ten sonra da ortaya çıkıp çıkmayacağı araştırılıyor.
Tüm Parkinson hastalarının titremesi gerekmiyor
Gülten Özdemir, titremenin Parkinson hastalığı için önemli bir bulgu olarak kabul edilmediğini vurgulayarak, şöyle konuştu: “Hastaların yüzde 25'inde titreme olmasa da hareket yavaşlığının yanı sıra başka bulgular da tespit edilebiliyor. Özetle her titreme Parkinson hastalığı değil, Tüm Parkinson hastalıklarına titremelerin eşlik etmesi şart değil. Ancak Parkinson hastalığını teşhis etmek için hastanın hareketlerinin yavaşlaması şarttır.” bilgisini verdi.
Özdemir, Parkinson hastalarının günlük yaşamlarını aktif olarak devam ettirebilmeleri için bisiklet, yoga, yüzme, pilates, yürüyüş gibi kişiselleştirilmiş fizyoterapi programları ve egzersizlerin önemine değinerek, hastalığın tedavisindeki amacın semptomları azaltmak ve hastaların durumunu iyileştirmek olduğunu kaydetti. yaşam kalitesi.
Özdemir şöyle devam etti:
“Hastanın yaşı, hastalığın evresi ve kullanılan ilaçların yan etkileri tedavi prensibini belirleyen faktörlerdir. Asıl tedavi, azalan dopamin düzeyinin arttırılmasıdır. Özellikle ilaç tedavisine erken başlanması önemlidir. Dopamin rezervleri tükenmeden önce depresyon ve demans gibi belirtiler de ortaya çıkabilir. Hastalar dikkatle izlenmelidir. “Parkinson tanısı alan hasta ilaç tedavisine yeterli yanıt vermiyor ve ilaca bağlı yan etkiler yaşıyorsa derin beyin stimülasyonu tedavisi yani beyin stimülasyonu uygulanabilir.”